Gazeteci Murat Ağırel o anları şu ifadelerle anlattı:
“Ben normalde bunun yayınlanması taraftarı değildim. Ekip arkadaşlarım biliyor. Yazılan küfürleri, linç girişimlerini yargıya bildiriyorum. Benim sığınabileceğim yegane liman yargı. Bir gün arkadaşlarımla birlikte yayındaydık. Beni eşim aradı. Evin önünde birisi varmış ve kameraya çekiyormuş. Bunu komşularımız görüp eşime söylüyor. Otoparka kadar giriyorlar. Kapımın önündeki çöpler bile didik didik edilmiş. Benim evim ellerindeki kamera ile tespit edilmiş. Gece saat 01.30- 02.00 civarında gelip benim evimin önündeki çöp tenekesini karıştırıyor
Bu görüntüleri benim komşum çekip bana yolladı. Şimdi ben bunu öğrendikten sonra aşağı indim ve kendimde görüntü aldım. Kapüşonlu, yüzü maskeli kameralara karşı dönüyor. Evin çevresindeki her şeyi toplayıp aracına koyuyorlar. Evimin çevresinde her gün biri var. Emniyetin bana söylediği bunun adres tespiti olması. Biz komşularımızla bu şekilde yaşar olduk. Ali Yelikaya’da bu konuyla alakalı beni aradı. Durumu anlattım. Bu insanlar hep evimin önündeler. Biri ben kuryeydim diyor diğeri yanlışlıkla geldim diyor. Bu kadar basit bahanelerin içindeyiz. Bunların hepsi vız gelir. Biz neleri gördük. Bazen gazeteciler savcılardan daha hızlı hareket ederler. Savcı seni yazdığın yazı ile ilgili çağırdığında belgelerle beraber sunarsın. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki bir para uğruna herkes öz benliğini kaybetmiş gibi davranıyor. Biz haftalardır bunu yayınlamadık. Benim ailemden uzak duracaklar. Benim aileme dokundukları an içinden geçerim. Bunun jargon olarak yanlış olduğunu biliyorum ama gerçekten içinden geçerim bu böyle bilinsin. “